28 Nisan 2014 Pazartesi

BUSAN'A GİDELİM!!!!!

Uzun bir aradan sonra kocaman bir merhabaaaaaa :)

Benimle bir Busan gezisine ne dersiniz??? Evetleri duyar gibiyim kkk Başlamadan kısa bi not; logom olan resimler kendi çekimim diğerlerini tanıtım amaçlı internetten buldum :) Resim kaliteleri güzel üzerlerine tıklayarak bakın :) Haydi başlayalım geziyeeeee



Bu yazıyı aşık olduğum şehirden yazmak isterdim ama bir daha ki sefere artık :)

Kore'ye gitmişiz, evimize yerleşmişiz düzenimiz oturmaya başlamış, Duygu ile beraber Seul'ün tadını çıkarıyoruz. Derken günlerden bir gün Minjun mesaj attı "Gel artık Busan'a" diye. Ohh canıma minnet uçarak gelirim hemen demedim tabii. Ben bi bakıyım dönerim sana diye geçiştirdim.


 Aslında planım Kore'ye gittikten sonra Seul'de 2 gece kalıp Busan'a gitmekti ama Duygu'yu yalnız bırakamadım ilk günlerden :) Hatta Türkiye'deyken rezervasyonları yapmıştım bile. 2 gece Gangnam'da hotel konaklaması sonra 1 hafta Busan ama Duygu'yu öyle melül melül bakarken görünce amaaaan sonra giderim kaçmıyo ya diyerek ertelemiştim. Arkadaşını yalnız bırakıp sevgilisinin kollarına koşan kızlardan olmak istemedim :P



Neyse baktım Minjun'un ısrarları devam ediyo tamam akşama geliyorum dedim. Ve evde küçük bir curcunaya sebep oldum kkkkkk



"Jinjuuuuuuuu kotum nerdeeeeee"

"Jinjuuuu şunumu gördünmööööö"
"Jinjuuu geç kalcaaam T.T"



Benim bu yırtınmalarıma inat hala sakinliğini koruyabilen Duyguyla sırt çantamı hazırladık kkk Akşam üzeri saat 5 gibi çıktık evden. Dongho abi saat başı tren var heyecan yapma demişti onun rahatlığıyla gel kız sana bi white mocha ısmarlayayım dedim ve soluğu Comma cafede aldık :) O zamanlar yeni yeni keşfetmişiz Comma'yı samimi falan değiliz yani.

Ay konu konuyu açıyo :D


Kahvelerimizi içerken Duygu'nun aşırı ilgisine maruz kaldım :D *Akşamları yalnız gezme* , * Sürekli bana mesaj at* , *Aç kalma, iyi ye* , *Erken gel, sıkılırım ben :(* gibi hafif duygusal şeylerle kahveleri bitirip kalktık. Uçarak metro istasyonuna gidip yola koyulduk..




Daha metroya alışamamışız. Elimizde telefonlar, telefonlarda metro haritası,kulağımız anonslarda..... Sindorim'den aktarma yapıp Dark Blue line'a geçtik. Yarım saatin sonunda Seoul Station'a ulaştık. Hemen bilet satılan yeri bulup sıraya girdik. Bu sırada Duygu beni hala tembihliyor *Bilmediğin şeyleri yeme... Sakın hasta olma..* Nihayetinde bileti aldık vedalaşma vakti geldi :(


Duygu ile bilet sırası beklerken :D

Ben onu yalnız bıraktığım için hüzünlüyüm, o beni yalnız gönderdiği için üzgün.... Kocaman kuçaklaşmalarla birbirimize veda ettik.. Artık ben Kore'de yalnız bir turist kızdım wooooooohhaaaaaa.





Trene bindikten kısa süre sonra uyuya kalmışım. İnmeden 10 dakika önce falan bi panikle uyandım kendime çeki düzen verdim. Zaten o sıra kalbim yerinden çıkmış ağzımda atıyoo.. Sevgiliyle buluşcaz kolaymı :D



Panoda en alttaki benim tren :D

İstasyonun içinde alışveriş merkezi vardı. Gezdik dolaştık ama bir şeyler almaya hevesimiz yoktu.


Sol taraftaki benim bineceğim tren.

KTX yani yüksek hızlı tren. Bununla Seoul-Busan arası 2buçuk saat.

Bilete 54.800 won ödedim. 112 TL gibi.

Selfiesiz olmaz dimi :P



İndim trenden sağa sola bakıyorum Minjun yok. Arıyorum açmıyo. Sardı beni bi korku aha dedim ekildin Büşra hayırlı uğurlu olsuuuun. Tam kendini kendimin kaderine terk edecektim ki bi ses duydum "Yuraaaaaaaaa come hereeee" :D Gözlerim kalp kalp oldu hemen :D Kalbim ağzımdan uçtuuu gittiiiiii. Koşarak geldi sarıldı bana tuttu elimden götürdü beni hotelime yemeğimi içeceğimi aldıııı sen şimdi dinlen yarın çok gezicez Busan'da dedi gitti evine yarim :D

Welcome to Busan Yuraaaaa <3



Minjun gittikten sonra açtım televizyonu Heirs izleyerek uyuyakaldım :) Ertesi gün bu şehre
aşık olacağımdan habersiz bir şekilde...




Devamı Gelecek.....

-Büşş Ra-


カーソル・スイッチ